Kayıtlar

Ocak, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sevgili ATAY Anısına...

Biz burdayiz sevgili Atay sen neredesin? "Yaşarken anlaşılmaya mecburum" dedin. Ama her mecburiyet gibi sonlandı seninki de. Yaşarken değil öldükten sonra anlaşıldın. Sana bugünlerde duyduğumuz derin alakayı nasıl karşılıyorsun bilmiyoruz ama yazdıklarından anlamamiz gerekirse, sen bir biçimde bizi hissedecektin. Aslında biliyordun yaşarken anlasilmayacağını, içimize dert olsun diye yazdin bu cumleyi de. Şimdi sen nerdesin diyelim diye bize nerdesiniz dedin. Kahramanlarının intihar biçimleri rol model oldu içimizden Selim gibi ayrılanlara... Anlasilmadin, bir çok kez anlasilmadin, hem de anlaşılma ihtimalin varken. Anlaşılmak bedava ve mumkunken. Yaşamak için tutamak aradın. Ya yoktu ya da bulamadın. Tutunamama bir fikir değildi deneyimdi sende. Tehlikeli oyunlar dedin, korkuyu bekledigimizi yüzümüze vurdun. Sonra yine " delice bir şey yap! diye bağırıyorlar vızıltılı seslerle. eşya sana karşı mı geliyor, kır onu! sana boyun eğmeyen otlara vur tekmeyi! her şeyi parçala...

Vermeyince Mabud...

Sultan Mahmut kılık kıyafetini değiştirip dolaşmaya başlamış.Dolaşırken bir kahvehaneye girmiş oturmuş. Herkes bir şeyler istiyor. -Tıkandı baba, çay getir -Tıkandı baba, oralet getir. Bu durum Sultan Mahmut'un dikkatini çekmiş. -Hele baba anlat bakalım, nedir bu Tıkandı baba meselesi? -Uzun mesele evlat, demiş Tıkandı baba -Anlat baba anlat merak ettim deyip çekmiş sandalyeyi. Tıkandı baba da peki deyip başlamış anlatmaya; -Bir gece rüyamda birçok insan gördüm ve her birinin bir çeşmesi vardı ve hepsi de akıyordu. Benimki de akıyordu ama az akıyordu. "Benimki de onlarınki kadar aksın" diye içimden geçirdim. Bir çomak aldım ve oluğu açmaya çalıştım. Ben uğraşırken çomak kırıldı ve akan su damlamaya başladı. Bu sefer içimden "Onlarınki kadar akmasa da olur, yeter ki eskisi kadar aksın" dedim ve uğraşırken oluk tamamen tıkandı ve hiç akmamaya başladı. Ben yine açmak için uğraşırken Cebrail göründü ve "Tıkandı baba, tıkandı. Uğraşma artık, dedi. O gün bu gün a...

Evde Yoklar

  Durmadan avuçlarım terliyor, İnildiyor ardımdan Girdiğim çıktığım kapılar. Trenim gecikmeli, yüreğim bungun, Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar.     Dolanıp duruyorum ortalıkta. Kedim hımbıl, yaprak döküyor çiçeğim, Rakım bir türlü beyazlaşmıyor. Anahtarım güç dönüyor kilidinde, Nemli aldığım sigaralar. Ne zaman bir dosta gitsem Evde yoklar.   Kimi zaman çocuğum, Bir müzik kutusu başucumda Ve ayımın gözleri saydam. Kimi zaman gardayım Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar.   Bekliyorum bir kapının önünde, Cebimde yazılmamış bir mektupla. Bana karşı ben vardım Çaldığım kapıların ardında, Ben açtım, ben girdim Selamlaştık ilk defa.

Dua

"İlâhî ! Hamdini sözüme sertâc ettim zikrini kalbime mi'râc ettim kitâbını kendime minhâc ettim ben yoktum var ettin varlığından haberdâr ettin 'aşkınla gönlümü bîkarâr ettin 'inâyetine sığındım kapına geldim hidâyetine sığındım lütfuna geldim kulluk edemedim 'afvına geldim şaşırtma beni doğruyu söylet neşveni duyur hakîkatı öğret sen duyurmazsan ben duyamam sen göstermezsen ben göremem sen bildirmezsen ben bilemem sen söyletmezsen ben söyleyemem sen istetmezsen ben isteyemem sen sevdirmezsen ben sevdiremem sevdir bize hep sevdiklerini yerdir bize hep yerdiklerini yâr et bize erdirdiklerini sevdin habîbini kâ'inâta sevdirdin sevdin de hil'at-ı risâleti giydirdin makâm-ı ibrâhîmden makâm-ı mahmûda erdirdin serdâr-ı asfiyâ kıldın hâtem-i enbiyâ kıldın muhammed mustafâ kıldın salât u selâm tahiyyât u ikrâm her türlü ihtirâm ona..."