Aslına Kargış...
Kavuşamazsan aşkın olur kavuşursan ikinizin vuslatı...
İnşirahlarla inşa ettim seni yüreğime
Yasinlerle ördüm çelik zırhını
Eşarbını seccade yaptım göz kapaklarımın aminlerine
Vesveseler alamaz seni düşlerimdem
Kara bakışların göz kapaklarının kilidi olsun
Hiç bir yüreğin rengini seçemez ol
Kan kırmızı dök göz yaşlarını.
Ahlarımın hakkı yok üzerinde;
Vefasız olduğun gecelerde.
Tuttuğun orucun
Ettiğin niyetin
Kıyam kıldığın kıblen
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin.
Hak terazisine konulduğunda yüreğin
Haram ettiğin gecelerimin hesabı sorulacak seccadenden.
İşte o vakit tülbendine sardığın gözyaşların bile davacı olacak gözlerinden.
Af dileyecek bir ben bulamayacaksın...
Döktüğün gözyaşın
Aldığın abdestin
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin...
Mesafe mutlu ediyor dedin ya sen
Musallaya koyduğunu bilmeden yüreğimi
Musallat olsun yalnızlık sana
Masallarda kalsın sevdaların
Duyguların yüreğinden hicret etsin...
Çektiğin tesbihin
Açtığın avucun
Döndüğün kıblen
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin...
Eşarbının tozunu bile dualarımın amini yapmışken yüreğim
Hangi gusulsüz bakış kirletir hislerimi
Nankör vicdanına azap say yüreğimi
İçinde yaşayan tek zerre kaldıysa
Her bir kirpiğinin ucundan öldürsün düşlerini
Senin beni katlettiğin gibi
Kurduğun cümlelerin
Yazdığın sözlerin
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin
Kırıdığın kalbimin her zerresi
Göz yaşlarında yıkasın düşlerini
Öyle bir yansın ki canın
Hiç bir aminin dua hükmü olmasın
Gökkubbe kapansın üzerine
Tövbe ettiğin gecelerde...
Kıldığın namazın
Serdiğin seccaden
Bağladığın eşarbın
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin..
Beş dakikalık hazlarımın kadını yapmak yerine bedenini
Beş vakitlerime amin yapmıştım yüreğini
Deveye diken derler ya hani
Belki bu yüzden ezip geçtin seccademi
Attığın adımın
Bastığın toprak
Sakladığın saçın
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin
Ömrüne ziyan sayarak soldurduğum bu gönlümün her bir yaprağı;
Tülbendine nazar boncuğu olacaktı.
Nemrut seni tanısaydı İbrahimî attığı ateşten utanırdı.
Vicdan muhasebesi yapma boşuna...
Yaktığın ateşin
İnkar eden dilin
Eğer varsa; seni vicdanın affetsin.
Ahımı aldığın gecelerde
Acımı içime gömüp şiir yaptım gözlerini
Gökyüzünün nankör tonuydu bakışların
Hakkına girdiğin her cümlem kirpiklerinden öpecekti seni.
İtikatine inandığım imanın
Secceye gittiğin Allah'ın
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin.
İman maskesine bürünmüş şeytanı gözlerinde gördüm ben...
Vesveseli bakışlarının ruhumu kandırmasından belliydi zaten.
Riyaya boyadığın tesettürün
Gayya çukuru gözlerin
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin...
Her rükû da belin kırılacak
Her seccede alnın yanacak
Vicdanın eşarbın olacak saracak saçlarını
Aminlerin kırbaçlayacak avuçlarını
Ahlarım mı eyvahlarım mı peşinden gelecek bilemeyeceksin....
İnşirahlarla inşa ettim seni yüreğime
Yasinlerle ördüm çelik zırhını
Eşarbını seccade yaptım göz kapaklarımın aminlerine
Vesveseler alamaz seni düşlerimdem
Kara bakışların göz kapaklarının kilidi olsun
Hiç bir yüreğin rengini seçemez ol
Kan kırmızı dök göz yaşlarını.
Ahlarımın hakkı yok üzerinde;
Vefasız olduğun gecelerde.
Tuttuğun orucun
Ettiğin niyetin
Kıyam kıldığın kıblen
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin.
Hak terazisine konulduğunda yüreğin
Haram ettiğin gecelerimin hesabı sorulacak seccadenden.
İşte o vakit tülbendine sardığın gözyaşların bile davacı olacak gözlerinden.
Af dileyecek bir ben bulamayacaksın...
Döktüğün gözyaşın
Aldığın abdestin
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin...
Mesafe mutlu ediyor dedin ya sen
Musallaya koyduğunu bilmeden yüreğimi
Musallat olsun yalnızlık sana
Masallarda kalsın sevdaların
Duyguların yüreğinden hicret etsin...
Çektiğin tesbihin
Açtığın avucun
Döndüğün kıblen
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin...
Eşarbının tozunu bile dualarımın amini yapmışken yüreğim
Hangi gusulsüz bakış kirletir hislerimi
Nankör vicdanına azap say yüreğimi
İçinde yaşayan tek zerre kaldıysa
Her bir kirpiğinin ucundan öldürsün düşlerini
Senin beni katlettiğin gibi
Kurduğun cümlelerin
Yazdığın sözlerin
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin
Kırıdığın kalbimin her zerresi
Göz yaşlarında yıkasın düşlerini
Öyle bir yansın ki canın
Hiç bir aminin dua hükmü olmasın
Gökkubbe kapansın üzerine
Tövbe ettiğin gecelerde...
Kıldığın namazın
Serdiğin seccaden
Bağladığın eşarbın
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin..
Beş dakikalık hazlarımın kadını yapmak yerine bedenini
Beş vakitlerime amin yapmıştım yüreğini
Deveye diken derler ya hani
Belki bu yüzden ezip geçtin seccademi
Attığın adımın
Bastığın toprak
Sakladığın saçın
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin
Ömrüne ziyan sayarak soldurduğum bu gönlümün her bir yaprağı;
Tülbendine nazar boncuğu olacaktı.
Nemrut seni tanısaydı İbrahimî attığı ateşten utanırdı.
Vicdan muhasebesi yapma boşuna...
Yaktığın ateşin
İnkar eden dilin
Eğer varsa; seni vicdanın affetsin.
Ahımı aldığın gecelerde
Acımı içime gömüp şiir yaptım gözlerini
Gökyüzünün nankör tonuydu bakışların
Hakkına girdiğin her cümlem kirpiklerinden öpecekti seni.
İtikatine inandığım imanın
Secceye gittiğin Allah'ın
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin.
İman maskesine bürünmüş şeytanı gözlerinde gördüm ben...
Vesveseli bakışlarının ruhumu kandırmasından belliydi zaten.
Riyaya boyadığın tesettürün
Gayya çukuru gözlerin
Ve eğer varsa; seni vicdanın affetsin...
Her rükû da belin kırılacak
Her seccede alnın yanacak
Vicdanın eşarbın olacak saracak saçlarını
Aminlerin kırbaçlayacak avuçlarını
Ahlarım mı eyvahlarım mı peşinden gelecek bilemeyeceksin....
Yorumlar
Yorum Gönder