Ay Işığına Mektup 2
Nereye baksam sen varsın. Baktığım her yerde, duyduğum her seste seni ararım, aradığım her yerde seni anarım.
Konuştuğum her kelimenin, kurduğum her cümlenin öznesi sen,yüklemi sen,anlamı sen. Mana sen, manası senden.
Gün batımı olur karanlık gibi üzerime örtülen sen, gökyüzünde yol gösteren yıldızlarım, karanlığımı parçalayıp penceremden sızan ay ışığım sen. Bir sara hastası gibi vuruyorsam uykumu sözlerinden, tutuluyorsa bedenim aniden, anlamsız hareketler yapıyorsam, her gece tutuyorsam 3-5 nöbeti hepsi sen. Gündoğumum, burnumda tüten ten kokusu sen. Her gün gündoğumunda açılıyorsa umarsızca gözlerim, nefes alıp verebiliyorsam, durmadan çarpıyorsa kalbim hepsi senden. Görebiliyorsam, duyabiliyorsam, tutabiliyorsam, düşünüyorsam hepsi sen. Gidilecek yol varsa sen, kaldırımlarda hiç bir şeye maruz kalmadan (Kûn sözüne nail olmuş.) başına çıkaran yaban çiçeği sen. Yorulduğumda gölgesine sığındığım ağaç, gök yüzüne baktığım da huzur bulduğum mavi, çoçuk gibi üstünde taş kaydırdığım nehir, deniz sen.
Pakete uzanıyorsa elim ve çıkıyorsa dal dal nikotin, alevliyorsa ateş nikotini ve nikotin dumanlarında dalıyorsam uzaklara hepsi sen. Kalbim daha fazlasına dayanamayıp gözlerime söz geçiremiyorsa, damla damla süzülüyorsa yanaklarıma yaş hepsi senden. Köşe başında ağlıyorsa bir çocuk göz yaşı döküyorsa sen, hıçkırıkları sen, feryadı sen. Trafik lambasının altında su satıyorsa zorunluluğu sen, elindeki su sen, alnından düşen ter sen, yüzündeki bronzlaşma sen. Cadde ortasında çocuğuyla berber yardım istiyorsa anne, onun oturduğu kaldırım sen, kucağında ki çocuk sen, çocuğun oturduğu kucak sen, verilen sadaka sen, yardım eli uzanmayan el sen.
Dinlediğim tüm şarkılarda sen... Radyoda diyorsa sanatçı ''bir menekşe kokusunda seni aramak var ya'' diye menekşenin kokmadığını bilen ben, kokmayan menekşe sen. Ama sende koku arayan ben.
Alnım değiyorsa secdeye, ellerim açılıyorsa semaya, sözlerim kuş olup uçuyorsa huzura hepsi senden...
Peki kimim mi ben?
Hiç bir kelimede,
Hiç bir cümlede,
Hiç bir dilde telaffuzu olmayan
Otuzuncu harfim ben.
Bir hiç'im,
Hiç'im ben.
Konuştuğum her kelimenin, kurduğum her cümlenin öznesi sen,yüklemi sen,anlamı sen. Mana sen, manası senden.
Gün batımı olur karanlık gibi üzerime örtülen sen, gökyüzünde yol gösteren yıldızlarım, karanlığımı parçalayıp penceremden sızan ay ışığım sen. Bir sara hastası gibi vuruyorsam uykumu sözlerinden, tutuluyorsa bedenim aniden, anlamsız hareketler yapıyorsam, her gece tutuyorsam 3-5 nöbeti hepsi sen. Gündoğumum, burnumda tüten ten kokusu sen. Her gün gündoğumunda açılıyorsa umarsızca gözlerim, nefes alıp verebiliyorsam, durmadan çarpıyorsa kalbim hepsi senden. Görebiliyorsam, duyabiliyorsam, tutabiliyorsam, düşünüyorsam hepsi sen. Gidilecek yol varsa sen, kaldırımlarda hiç bir şeye maruz kalmadan (Kûn sözüne nail olmuş.) başına çıkaran yaban çiçeği sen. Yorulduğumda gölgesine sığındığım ağaç, gök yüzüne baktığım da huzur bulduğum mavi, çoçuk gibi üstünde taş kaydırdığım nehir, deniz sen.
Pakete uzanıyorsa elim ve çıkıyorsa dal dal nikotin, alevliyorsa ateş nikotini ve nikotin dumanlarında dalıyorsam uzaklara hepsi sen. Kalbim daha fazlasına dayanamayıp gözlerime söz geçiremiyorsa, damla damla süzülüyorsa yanaklarıma yaş hepsi senden. Köşe başında ağlıyorsa bir çocuk göz yaşı döküyorsa sen, hıçkırıkları sen, feryadı sen. Trafik lambasının altında su satıyorsa zorunluluğu sen, elindeki su sen, alnından düşen ter sen, yüzündeki bronzlaşma sen. Cadde ortasında çocuğuyla berber yardım istiyorsa anne, onun oturduğu kaldırım sen, kucağında ki çocuk sen, çocuğun oturduğu kucak sen, verilen sadaka sen, yardım eli uzanmayan el sen.
Dinlediğim tüm şarkılarda sen... Radyoda diyorsa sanatçı ''bir menekşe kokusunda seni aramak var ya'' diye menekşenin kokmadığını bilen ben, kokmayan menekşe sen. Ama sende koku arayan ben.
Alnım değiyorsa secdeye, ellerim açılıyorsa semaya, sözlerim kuş olup uçuyorsa huzura hepsi senden...
Peki kimim mi ben?
Hiç bir kelimede,
Hiç bir cümlede,
Hiç bir dilde telaffuzu olmayan
Otuzuncu harfim ben.
Bir hiç'im,
Hiç'im ben.
Yorumlar
Yorum Gönder