SAKLAMBAÇ

Yumdum gözlerimi ve yaslandım soğuk betonarmeye:
Bir, iki,üç derken on...
Önüm-arkam,sağım-solum sobe.
Saklanmayan ebe.

Kendimi arıyorum.


Döndüm ardımı,

Açtım gözümü.
Kulak kesildim etrafa.
Sessizce adımladım adımlarımı.


Kendimi arıyorum.


Solda mıyım?

Sağda mı?
Tekkede miyim?
Takvada mı?
Helal de miyim yoksa haramda mı?
Günahta mı sevapta mı?
Yolda mıyım yolsuzlukta mı?
Yalanda mıyım gerçekte mi?
Kim bilir nereye saklandım yine
Kim bilir saklandığım yer nerede.

Belki de komşunun bahçesinde

Erik ağacının dalında
Ve yahut incir ağacının gölgesinde
Hangi kapının veya taşın arkasında
Olsa olsa annemin dizinde;
Saçlarımı okşamasının huzurunda
Tuttum elimden bir çocuğun elini tutar gibi
Kendimi arıyorum.

Avazım çıktığınca bağırıyorum;

Elma dersem çık, armut dersem çıkma.
Hiç biriniz mi duymadınız?
Hepiniz mi sağırdınız?
Kendimi arıyorum.


Buldum... Buldum...

Sonunda buldum kendimi derken
Seni buluyorum.
Sonra kazan çömlek patlıyor
Yeniden betonarmenin önünde yumuyorum gözümü
Kendimi arıyorum.


Ey ben, kendimden saklanan ben

Ey kendimi aradığım sen...
Boşuna heveslenme
Ne kadar direnirsen diren
Ne kadar kaçarsan kaç
Ne kadar gizlenirsen gizlen
Sonunda 
Bulurum seni ben.
Kendim diye bulduğum sen...







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aslına Kargış...

Ben Seni Bıraktıysam..

BUL BENİ OLRİC-OĞUZ ATAY